imla yanlışları dahi düzeltilmemiştir.

Yazan: -
siz iyi misiniz? ben kürtçe bilmiyorum beni kürtçe video yazı önsöz sonsöz resim afiş pankart dil ve suratlarınızda etiketlemeyin. ben anarşistte değilim gruplarınıza eylemlerinize sanal muhabbetlerinize ve iki üç beş ölmüş kişinin cenazesine çağırıp durmayın, ben daha kendi babamın cenazesine gitmemişim çünkü babam ölmemiş kime ne. direnişçi değilim aç kalmadım hiç, sanki siz kaldınız. ama açlık nedir bilirim ama siz iyisi mi kendi koca bira göbeğinize bakıp öyle üzüm üzüm üzülün de şarap falan için. hiç ölüm orucu tutmadım. ölüm orucu nedir bilmem. yahu çok denedim ben o orucu tutsam da ölmem. tarihi ben yazmadım ben de değiştiremem. geleceği aydınlık yapacak olan sizin koca gö/t/z/ünüzse ben hiç gelemem. ayrıca ben külkedisi de değilim gelemem öyle düşünüzde gündüzünüzde kucağınıza, bilhassa ayağımda durmayan papuçlara. kadın mıyım evet öyle, siz şimdi neden kız demediğim için spekülasyon koparacaksanız ya, kusacağım tam da sizin... bir uzak durun bir rahat bırakın fena geldiniz. muayen günlerimdeyim evet nerden bildiniz hamile değilim. bir ara aynı fikirdeymiş gibi yapar sevişiriz şimdi gidin.



s.o.s.lu makarnadan alıntıdır. imla yanlışları dahi düzeltilmemiştir. aynen katılınır..


Yorumlar

  1. adımiziart21 Aralık 2010 11:53

    tepki anlaşılabilir. kaba stalinist politikalar ya da herkesi aynı bir yere yedekleme çabaları.

    ama yine de politikleşmeden kurtulunamayacağını düşünüyorum. çünkü bugün gördüğümüz ve tattığımız ve konuştuğumuz ve yazdığımız her şey bu politik akıntının içinde. Bu akıntıya karşı ters yüzme girişimi önemli, bunu yapmalı. ama herkesin bir yüzme stili vardır buna da dokunmamalı, yaftalamamalı...

    yine de değişeceği gerçeği dünyanın bugün önümüzde durur gerçek ağaçlar gibi. Ağaç bile kaderine hükmediyor çünkü.

    akıntıya karşı yüzmeye çabalayan çizercik,
    sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Yasemin Şahin21 Aralık 2010 13:55

    soslu makarna da, akıntıya karşı yüzmeye çalışırken kendi üstüne gelenlere pek bir sinirlenmiş, benim anladığım da. bilmiyorum ama..

    sevgiler sana da Aslı..

    YanıtlaSil
  3. adımiziart22 Aralık 2010 14:13

    Doğrudur, artık nasıl baskı yaptılarsa.... Ya da ne yaşttılarsa...

    :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşama Sanatı: Dünya Tinsel Geleneklerinde Gündelik Hayatın Estetiği by Crispin Sartwell

Yazan: -
"İyi tasarlanmış ve yazılmış bir reklam afişine bakarken, televizyonda bir basket maçı izlerken, çocuklarımızı şefkatle büyütürken, kendimizi vererek bahçemizde çalışırken, sahici bir biçimde sanatla uğraşıyor oluruz. Eğer bu sanatçılığı bilincimize çıkarabilirsek, yaşantımızı dönüştürebiliriz. Şimdi yapmakta olduğumuz aynı eylemleri yapıyor olacağız belki, ama o eylemleri üzerlerine bilinçle yoğunlaşarak yapacağız. Yaşama biçimimizin dışsal herhangi bir olgusu zorunlu olarak değişmeyecek belki, ama bizim bu olguları kavrayışımız derinleşecek, yaşama bağlılığımız artacak, hayatımızın manevi boyutu canlanacaktır. "Hayata dönmüş" olacağız, zaten yaşamakta olduğumuz hayatlara daha eksiksiz olarak döneceğiz." "Avrupalı olmayan kültürlerin hiçbirinde estetik anlamda bir "sanat" kavramı olmadığı gibi bu kavramın getirdiği sergileme ve muhafaza pratikleri de yoktur. (Bu nokta Japon ve Çin kültürü söz konusu olduğunda özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.)
Devamı

po r no grafi

Yazan: -
Resim
Olgunlaşmamışlık her zaman doğuştan gelmez ya da başkaları tarafından zorla benimsettirilmez. Bir de kültür bizi avucunun içine aldığında, onun düzeyine erişmeyi başaramadığımızda, kültürün bizi ittiği olgunlaşmamışlık vardır. Her "üstün" biçim bizi çocuklaştırır. Maskesinden usanan insan, yalnızca kendi kullanmak üzere bir alt-kültür oluşturur gizlice. İtiraf edilmemiş tutkuların, ergenleşmemiş efsanelerin, kültürün üstün değerler dünyasının işe yaramaz artıklarından oluşan bir dünyadır bu. İşte ancak böylesi bir dünyada yüz kızartıcı belli bir şiir, tehlikeli belli bir güzellik doğar... Pornografi'nin yanı başına gelmedik mi? pornografi- witold gombrowicz
Devamı