Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Albert Camus / Yaz kitabından...

... "Tel örgüleri ona bakarak geçip yıkıntılar arasına giriyorum en sonunda. Ve aralığın şanlı ışığı altında, tamı tamına bulmaya geldiğimi ve zamana ve dünyaya karşın, bu ıssız doğada bana, gerçekten yalnızca bana sunulmuş olanı buldum, yaşamda yalnız bir iki kez olabilirdi böylesi, bundan sonra da insan isteğine kavuştuğunu düşünebilirdi. Her yanına zeytinler saçılmış pazaryerinden, aşağıda köy görünüyordu. Hiçbir gürültü gelmiyordu buradan; duru havada hafif dumanlar yükselmekteydi. Deniz de susuyordu, kıvılcımlar saçan, soğuk bir ışığın kesintisiz akışı altında soluğu kesilmişti sanki. Günün kırılgan şanını Chenoua'dan gelen bir horoz sesi kutsuyordu yalnızca. Yıkıntıların bulunduğu yanda, gözün uzanabildiğince uzaklarda, billursu havanın saydamlığında yalnızca çiçek bozuğu taşlar ve pelinler, ağaçlar ve kusursuz sütunlar görünüyordu. Öyle görünüyordu ki, hesaplanması olanaksız bir an için sabah donmuş, güneş durmuştu. Bu ışık ve sessizlik içinde, azgınlık ve gece

kuşatılmış toplum zymunt bauman / alıntı

kuşatılmış toplum -zygmunt bauman - alıntı ya da Hareketi durdurmamaya çabalayan yaseye methiyeler "Sonuç olarak "daha iyi bir geleceğin" ütopik modeli artık söz konusu değildir. İki sebepten ötürü yetersizdir. İlki sabitliği nedeniyledir. Çağdaşlarımızın aklından geçen o "daha iyi" şey ne olursa olsun, sonsuza dek sürecek "ilk ve son" şey olamaz. Nitekim mutluluk tahayyüllerini coğrafi olarak tanımlı, yer değiştirmesi imkânsız bir kentin yerleşik nüfusuyla ilişkilendiren ütopyacı modeller, tam da bu tarz bir "iyi gelecek" kavramı sunmaktadırlar. İkincisi, artık demode olmuş ütopyalar, mutlu yaşamın sırrını (bütün olarak toplumun geneline uygulanan ve beraberinde "istikrarlı, sabit" bir yaşam düzeni kuran) toplumsal reformlarda bulma eğiliminde olduklarından bir heyecan yaratamamaktadırlar. Gelecek ileri adımlara son verecek bir ilerleme önermektedirler. Bu belki devasa bir adımdır fakat arkasından ölü bir hareketsizlik gelecektir.
Rüyama düşen suyun çınladığını duyuyorum. Sözler su gibi düşüyor ben düşüyorum. Resmediyorum gözlerimde gözlerimin şeklini, yüzüyorum kendi sularımda, söylüyorum kendime sessizliklerimi. Bütün gece belkiyorum ki dilim beni biçimlendirebilsin. Ve düşünüyorum bana gelen rüzgârı, bende kalan rüzgârı. Bütün gece yürüdüm tanımadığım yağmurun altında. Bana öyle bir sessizlik verdiler ki görme biçimleriyle dolu (sen diyorsun bunu). Ve koşuyorsun tesellisiz rüzgârdaki tek kuşmuşsun gibi.¹ . . Alejandra Pizarnik, La figlia dell'insonnia 1 Pizarnik A., La figlia dell'insonnia (Uykusuzluğun Kızı), çev. C. Cinti, Crocetti, Milano 2004. (Bekleyiş ve Umut, Eugenio Borgna kitabından)

aşk ve irade / rollo may

"Dünyayı anlık, kendiliğınden bir bütünlük olarak sever ve isteriz, irademizi dünyada gösteririz, kararımızla, emrimizle, seçimimizle onu yaratırız; onu aşkla severiz, ona şefkat gösteririz, enerji veririz, onu şekillendirdikçe ve değiştirdikçe ona bizi sevme ve değiştirme gücü kazandırırız. Kişinin dünyasıyla tam olarak ilişkide olması budur. Onu sevmemizden veya istememizden önce dünya yoktu demiyorum; bu soru yalnızca varsayımlara dayanarak yanıtlanır ve yaradılıştan gerçekçi bir Orta-Batı Amerikalı olarak, var olduğunu varsayıyorum. Fakat onun üzerinde herhangi bir etkim olmadığından benim için hiçbir gerçekliği, benimle hiçbir ilişkisi yoktur; bir rüyada gibi, hayal meyal, geçerli bir temas olmaksızın hareket ederim. Kişi bunu aklından çıkarabilir -metroyla giderken New Yorkluların yaptığı gibi- veya onu görmeyi, yaratmayı seçebilir. Bu anlamda, Cézanne'ın sanatına veya Chartres Katedra- li'ne bizi harekete geçirme gücü veririz. En azından şimdilik geri dönm

aşk ve irade / rollo may

"Tuhaf çıkmazımız, modern insanı bu kadar güçlü kılan süreçlerin -atom ve diğer türde-ki teknik enerjilerin görkemli gelişimi- bizi güçsüz kılan süreçlerle aynı oluşudur. Birçok insanın "iradenin zaten bir yanılsama" olduğunu söylemesi de bariz bir şeyin tekrarı gibi gelir. Laing'in dediği gibi, "çılgın edilgenlik cehenneminde" kıstırılmış durumdayız. İkilem, bizi çevreleyen ve biçimlendiren gayrişahsi güç makinesi karşısında kendimizi en güçsüz hissederken daha büyük ve daha uğursuz seçimlerin sorumluluğunu almakla görevlendirildiğimiz gerçeğiyle daha da keskinleşir. Boş zaman konusunu bir düşünün. Gittikçe büyüyen, günde sadece dört veya altı saat çalışan insan kitlesi için seçimler gerekli olacaktır. İnsanların boşluğu anlamlı etkinliklerle doldurmadıklarında iktidarsızlığı, bağımlılığı ve kendine zararlı bir düşmanlığı besleyen yaygın bir kayıtsızlıkla karşı karşıya kalacaklarına dair yeterince kanıt vardır. Yeni özgürlük -öncelikle cinsel ilişkiler kon

gürültü çağında sessizlik / erling kagge

"Stendhal'ın Aşk Üzerine'de iddia ettiği gibi, başarılı bir ilişkide her zaman küçük bir şüphe bulunur. Bu şüphe "her bir ana şevk katar ve mutlu bir aşka hayat veren de tam da budur." Korku her daim mevcut olduğunda ilişki içindeki zevklerden yorgun düşmezsin. Bu kulağa acımasız geliyor ama Stendhal söylediklerinde haklıdır. Hayat acımasızdır. Böyle bir şeyi olması gereken bir şey olarak kabul eder de kıymetini bilmezsen tehlikeli yaşıyorsun demektir. Birçok insan risklerle dolu Everest'e tırmanmak ister ve genelde her şey yolunda gider. "

peri gazozu / ercan kesal

" Dedemden öğrendiğim, " insan olmak" kendi mutlu olduğun şeyleri yanındakilere de iletmektir. İnsan, kendinde olmasını istediği herhangi bir şeyi başkası için de aynı şiddette isteyebiliyorsa "insanım" diyebiliyor. "

Nevrozlar ve İnsan Gelişimi, Karen Horney

  “Gurur hem öylesine incinebilir, hem de öylesine değerlidir ki gelecekte de korunması gerekmektedir. Nevrotik kişi gelecekte incinebileceği durumları savuşturabilme umuduyla, inceden inceye işlenmiş bir kaçınmalar sistemi inşa edebilir. Bu da otomatik olarak süren bir süreçtir. Hasta bir etkinlikten gururunu incitebileceği düşüncesiyle kaçınmak istediğinin farkında değildir. Sadece kaçınıverir etkinlikten, hatta sıklıkla kaçındığının bile farkında olmaz. Süreç etkinliklerle ve insanlarla kurulan ilişkilerle ilgilidir ve gerçekçi çabaları ve gayretleri denetler. Yaygınsa, insanın yaşamını felce uğratır. Kişi parlak bir başarı elde edemeyecek diye yeteneklerine uygun herhangi bir ciddi uğraşa başlayamaz. Yazmak ya da resim yapmak ister ama işe koyulmayı göze almaz. Onu reddedecekler diye kızlarla tanışmayı göze almaz. Hatta oteldeki yöneticilerle ya da hamallarla doğru dürüst konuşamayacak diye seyahat etmeyi bile göze alamaz. Ya da yabancılarla birlikte olduğunda önemsiz biri gibi his
 ".. çünkü seni bir an görmeyeyim, tek sözcük söylemem olanaksızdır artık: dilim durur, ve, derimin altına, birdenbire yaman bir ateş sızar: gözlerim bakmaz olur, kulaklanım uğuldar, bedenimden terler akar, tüm varlığımı bir titremedir alır; ottan daha yeşil olurum, ölecek gibi olurum, ölmeme ramak kalır." Sappho 
Tren yolculuğunun bile bir aurası olurdu. Şimdi havaalanı gibi tren garı yapmışlar. Dünya komple duygulardan arınmış mekanlara özeniyor. Bize yine bulutlar, kuşlar ve üç beş ağaç kalıyor. 13102021
Karanlıklar içinde kalan geçmişim ve deneyimlerim var. Geleceği ise parlatan ufak tefek yıldızları. Kömür gibi. Düşünsene, elini sürmezsen karası bulaşmıyor. 16102021

akış

Bazı insanlar paha biçilmez kaynaklarını ziyan ederken diğerleri bunu etkili biçimde kullanmayı öğrenir. Bilincini kontrol eden insanın göze çarpan özellikleri, dikkatini istediği gibi odak laması, dikkat dağıtıcıları göz ardı etmesi ve bir amacı yerine getirecek kadar -daha fazla değil- odaklanmayı başarmasıdır ve bunu yapabilen insan genelde günlük hayatın normal akışından keyif alır. .... E'nin hayatının bir dakikası bile ziyan olmaz. Genelde yazar, sorun çözer, beş gazeteden birisini veya günlük planındaki kitapların işaretlenmiş kısımlarını okur veya sadece sorular sorar, etrafında olanları merakla izler ve bir sonraki görevi için planlar yapar. Zamanının çok azını hayatın rutin fonksiyonlarına harcar. Sadece kibarlık için nezaketle sohbet eder veya sosyalleşir yine de mümkün olduğunca bundan kaçınır. Ama her gün, bir göl kenarında sessizce dikilmek veya gözleri kapalı hâlde güneşe bakmak gibi basit araçlarla zihnini yeniden şarj etmeye zaman ayırır veya şehrin dışında

walter Benjamin

"Şimdi ise son kutunun yarısındayım ve saat gece yarısını çoktan geçti. Bahsettiğimden başka düşünceler kafamı dolduruyor; düşünceler değil de, imgeler, hatıralar. Birçok şey bulduğum şehirlerden hatıralar: Riga, Napoli, Münih, Danzig, Moskova, Floransa, Basel, Paris. Münih'te Rosenthal'in gösterişli odalarının, merhum Hans Rhaue'nin ikamet ettiği Danzig Stockturm' un, Kuzey Berlin'deki Süssengut'un küf kokulu kitap deposunun, bu kitapların geldiği evlerdeki odaların hatıraları; Münih'teki öğrenci dairemin, Bern'deki odamın, Brienz Gölü kıyısındaki Iseltwald' in ısszlığının ve nihayet etrafımda yükselen binlerce kitabın ancak dört veya beş tanesinin geldiği çocukluk odamın hatıraları. Ne mutlu koleksiyon yapan adama ne mutlu sefa süren adama! Haysiyetsiz varlığını Spitzweg' in "Kitap Kurdu" maskesi altında sürdürebilen kişi kadar kendisinden hiçbir şey beklenmeyen, kendini daha iyi hisseden

batışın dinlenişi"

" ... batışın dinlenişi" Rushrock "Batma bir uyutum anıdır. Bir esin etkisini gösterir, kendimi öldürmeden kendimden geçmemi buyurur bana. Batışın yumuşaklığı bundandır belki : bunda benim hiçbir sorumluluğum yoktur, edim (ölmek) bana düşmez: bırakırım kendimi, dönüşürüm  (Kime? Tanrı'ya, Doğa'ya, ötekinden başka her şeye). ..... Batma uygun bir yokoluş mudur yalnızca? Onu bir dinleniş olarak değil de coşum diye okumak zor olmaz benim için. Yasımı bir kaçış altında gizlerim; beni sorumlu bir özne yapan bu yoğunluktan, bu tıkanıklıktan kurtulmak için, eririm, bayılırım: çıkarım : esrimeye ermişimdir." Bir aşk söyleminden parçalar / #RolandBarthes
Bazı ahlaki temellerinizin altı hep çürük tahta kokuyor. 03112021
Hayatın sen duruyor olsan da aktığı yerde aklıma gelen ilk kare deniz kenarında bağdaş kurup dalgaların sana değmeden gelip geçtiği. Arada sırada avucunuzu suya değdirirsiniz, belki ayaklarınızı, belki bedeninizi. Tam olarak da bu. Suyun içerisinde olmak en güzeli değil mi? 04122021
Yolunu bulamadığın zaman geri dönmek de bir seçimdir, o yola devam etmek de. 06012022