Kayıtlar

Ocak, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

cumartesi

Resim
pazar da cumartesi günüdür.

yaşamak, o zaman, kendi yıkımımıza koşmak mıdır?

Yumuşacıklığı uzayan kimi geceler, evet, onların bizden sonra da karaya ve denize geleceklerini bilmek ölmeyi kolaylaştırır. Her zaman sürülmüş, her zaman el değmemiş, büyük deniz, geceyle dinim! Bizi yıkar, verimsiz izlerinde doyurur, bizi kurtarır ve ayakta tutar. Her dalgada, bir vaat, hep aynı. Dalga ne söyler? Yerimi kimseler bilmeden, soğuk dağlar arasında, yakınlarımca yadsınmış, gücümün sonuna gelmiş durumda ölmem gerekseydi, deniz son anda, hücremi doldurur, beni kendi kendimin üstünde tutar, kinsiz ölmeme yardım ederdi. Gece yarısı kıyıda yalnız başımayım. Biraz daha bekleyip gideceğim. Göğün kendisi de kazaya uğramış, tüm yıldızlarıyla birlikte, şu saatte, tüm dünyada, ateşler içinde, limanların karanlık sularını aydınlatan şu şilepler gibi. Uzam ve sessizlik yüreğin üstüne tüm ağırlığıyla çöküyor. Birden bastıran bir aşk, bir büyük yapıt, belirleyici bir edim, dönüştüren bir düşünce, kimi anlarda aynı katlanılmaz sıkıntıyı verir, karşı konulmaz bir çekimle bilikte. Güzeli

Godspeed You! Black Emperor - East Hastings

Resim

cemal süreya - göçebe

Resim
sen sık sık gülen gülerkende sevecen bir akdeniz çizgisini sol yanına ağzının iliştiren çocuk özenle yabana mı atıyorum yani seni yabana mı atıyorum saat altı buçukları çocuk ve allah'ın en eski baskısını değil, değil bunların biri gözlerimin gemileri kuş istiyor açılıp kapandıkça sevdam kapanıp açılıyor bir mavi şahmaran süt istiyor kefeninde üç aylık ölmüş çocukların kerem ile arzu geliyor aslı ile kamber ay kana kana batıyor ay kana kana batıyor eşkiyalar gecenin yangınını izliyorlar uzakta kargapazarı dağlarını dolanan yaşlı ve öfkeli bir otobüsteyim jandarma daima nesirde kalacaktır eşkiyalar silahlarını çapraz astıkça türkülerine ve bu dağlar böyle eşkiya güzelliği taşıdıkça patronun karısını zimmetine geçirip amasya'dan kars'a kaçmakta olan sayman yardımcısıyla alevilikten konuşuyoruz uzun süre yanımdaki hep bir gazetede marilyn monroe'nun resimlerine bakıyor mariyln monroe öldü diyorum ona ölümü siyah bir kakül gibi alnına düşürmesin
Düşünceni söylemeye daima hazır ol, alçak kişi senden sakınacaktır. ... Kendisini aldatmana göz yuman seni tanıyordur. ... Yeterli olanın fazlasını bilmedikçe, neyin yeteceğini asla bilemezsin. ... Başkaları budala olmasaydı, biz budala olurduk. ... Hapishaneler yasanın taşlarıyla inşa edilir, Kerhaneler dinin tuğlalarıyla. ... Havayı parselleyen her kuşun, beş duyunuz içinde hapsedilmiş, Engin bir haz dünyası olduğunu nasıl bilmezsiniz? ... William Blake / Cennet ve Cehennemin Evliliği

Dikkat: Tüm zamanların en iyi icadı!

Resim

gergedan

Resim
Man Ray: A man in love with a woman from a different era. I see a photograph! Luis Buñuel: I see a film! Gil: I see insurmountable problem! Salvador Dalí: I see rhinoceros! In 1956, Salvador Dalí created a sculpture entitled Rinoceronte vestido con puntillas (Rhinoceros dressed in lace). He was inspired by a woodcut created by Albrecht Dürer in 1515, popularly known as Dürer’s Rhinoceros. Starting in the 50s, Dali painted several of his subjects as composed of rhinoceros horns. According to Dalí, the rhinoceros horn signifies divine geometry because it grows in a logarithmic spiral. He also linked the rhinoceros to themes of chastity and to the Virgin Mary: “The rhino horn is indeed the legendary unicorn horn, symbol of chastity. The young lady may choose to lie on it or to morally play with it; as it was usual in courtesan love epochs”.

ayna, persona ve rene magritte

Resim
‎" Kim suya bakarsa, önce kendi yüzünü görecektir. Kendine giden her kimse kendisiyle yüzleşmeyi göze alacaktır. Ayna , pohpohlamaz, samimiyetle ona bakanı gösterir; yani dünyaya asla göstermediğimiz çünkü persona'yla kapladığımız yüzümüzü, bir aktörün maskesini. Ancak ayna, maskenin ardına geçer ve gerçek yüzümüzü gösterir. " Ingmar Bergman / Persona 1966 Rene Magritte