Çok güzel :)) Ben de çiğköfteciye dadandım mahalledekine tabii, şu otobüs saatleri ile ilgili düzenleme için ne yapsak ki, melihciğimin annesini yine anasım geldi bak.
Her şey çok güzeldi, hepimizin sayesinde tabii, işte böyle daha güzel yahu bizim Ankara! :)
abi bak ondan sonra millet delirmiş, google dan hangi keywordlerle geldiklerine bakıyodum, adam ankaralı yaseminle gelmiş buraya falan diyosunuz. benim işte o ankaralı yaseminle gelen. amk ne alakası varsa bu blogun ankaralı yaseminle. fart u google!
"İyi tasarlanmış ve yazılmış bir reklam afişine bakarken, televizyonda bir basket maçı izlerken, çocuklarımızı şefkatle büyütürken, kendimizi vererek bahçemizde çalışırken, sahici bir biçimde sanatla uğraşıyor oluruz. Eğer bu sanatçılığı bilincimize çıkarabilirsek, yaşantımızı dönüştürebiliriz. Şimdi yapmakta olduğumuz aynı eylemleri yapıyor olacağız belki, ama o eylemleri üzerlerine bilinçle yoğunlaşarak yapacağız. Yaşama biçimimizin dışsal herhangi bir olgusu zorunlu olarak değişmeyecek belki, ama bizim bu olguları kavrayışımız derinleşecek, yaşama bağlılığımız artacak, hayatımızın manevi boyutu canlanacaktır. "Hayata dönmüş" olacağız, zaten yaşamakta olduğumuz hayatlara daha eksiksiz olarak döneceğiz." "Avrupalı olmayan kültürlerin hiçbirinde estetik anlamda bir "sanat" kavramı olmadığı gibi bu kavramın getirdiği sergileme ve muhafaza pratikleri de yoktur. (Bu nokta Japon ve Çin kültürü söz konusu olduğunda özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.) ...
Olgunlaşmamışlık her zaman doğuştan gelmez ya da başkaları tarafından zorla benimsettirilmez. Bir de kültür bizi avucunun içine aldığında, onun düzeyine erişmeyi başaramadığımızda, kültürün bizi ittiği olgunlaşmamışlık vardır. Her "üstün" biçim bizi çocuklaştırır. Maskesinden usanan insan, yalnızca kendi kullanmak üzere bir alt-kültür oluşturur gizlice. İtiraf edilmemiş tutkuların, ergenleşmemiş efsanelerin, kültürün üstün değerler dünyasının işe yaramaz artıklarından oluşan bir dünyadır bu. İşte ancak böylesi bir dünyada yüz kızartıcı belli bir şiir, tehlikeli belli bir güzellik doğar... Pornografi'nin yanı başına gelmedik mi? pornografi- witold gombrowicz
Ve harika bir gösterim daha bitti:)))
YanıtlaSilGüzel bir gün ve geceydi...
Eve dönerken biz kokoreç-köfte ekmek yedik:))))
Kafalar iyiyidi:)))
Sevgiyle, Düşünkara Y.'e ve tüm arkadaşlara...
Çok güzel :))
YanıtlaSilBen de çiğköfteciye dadandım mahalledekine tabii, şu otobüs saatleri ile ilgili düzenleme için ne yapsak ki, melihciğimin annesini yine anasım geldi bak.
Her şey çok güzeldi, hepimizin sayesinde tabii, işte böyle daha güzel yahu bizim Ankara! :)
hehehe...
YanıtlaSilEvet bizim Ankara sanki ölü geçmişinin üstünde yeniden ve daha diri canlanan bir Ankara...
Güzel:)
*Otobüs saatleri için toplu dilkeçe verelim.
abi bak ondan sonra millet delirmiş, google dan hangi keywordlerle geldiklerine bakıyodum, adam ankaralı yaseminle gelmiş buraya falan diyosunuz. benim işte o ankaralı yaseminle gelen. amk ne alakası varsa bu blogun ankaralı yaseminle. fart u google!
YanıtlaSilgoogle bu, her şey beklenir.
YanıtlaSil