good morning, midnight
.................var bazı telaşlar ama öle harıl harıl da değil. arada bana da zaman kalıyo. mesela ben bugün alkım kitapevi'ndeydim. dvd lere bakarken. bi filmin adı dikkatimi çekti. italyancası "buongiorno notte" ingilizcesi "good morning night" türkçesi "günaydın gece". geceye günaydın diyen bi film. filmi indiriyorum şimdi nasıl bişey bilmiyorum. sadece nette biraz araştırdım. yönetmen emily dickinson'un bi şiirinden esinlenmiş. şiirin adı da hemen hemen aynı "good morning midnight" aynı şiiri zamanında jean rhys diye bi kadın yazar ilk kitabının giriş bölümünde paylaşmış. kitabın adı da günaydın geceyarısı. can yayınları'ndan çıkmış. kitabın arka kapağında yazar ve kitapla ilgili inanılmaz bir hikaye var:
Jean Rhys (1894-1979), yaşamı da yazdıkları kadar ilginç bir yazar. Günaydın Gecyarısı, yazılışının üzerinden yirmi yıla yakın bir süre geçtikten sonra bir gün BBC'de radyofonize edilerek yayınlanır ve umulmadık yankılar uyandırır. Ancak Jean Rhys ortalarda yoktur. Hayatta olup olmadığı bile bilinmemektedir. Yazarın izini süren meraklıları, sonunda onu bir kıyı kasabasında yapayalnız bulurlar. Yazar, o yapayalnızlığı içinde de durmamış, yazmıştır. Yıllar önces bıraktığı Londra'ya döner. Kitapları ardı ardına basılmakta, kapışılmaktadır. İngiltere'nin en büyük iki edebiyat ödülü Jean Rhys'e verilir. Ama artık yazar 72 yaşındadır. Günaydın Geceyarısı, yazarın ortadan yok olmadan önce yazıp yayımladığı romanıdır ve o güne kadar yazdıkları arasında en etkileyici, en ürkütücü olanıdır. Bu romanda, ilk gençlik yıllarını aramak için Paris'e dönen, kırkını aşmış, kendini içkiye vermiş bir kadının öyküsü anlatılır. Paris'te, bu umutsuz kadının karşısına yeni bir erkek çıkar. Tehlikeli ve acıklı bir oyuna girişirler.
good morning midnight şiiri de şöyleymiş:
by Emily Dickinson
Good Morning -- Midnight --
I'm coming Home --
Day -- got tired of Me
How could I -- of Him?
Sunshine was a sweet place --
I liked to stay --
But Morn -- didn't want me -- now
So -- Goodnight -- Day!
I can look -- can't I --
When the East is Red?
When the East is Red?
The Hills -- have a way -- then --
That puts the Heart -- abroad --
You -- are not so fair -- Midnight --
You -- are not so fair -- Midnight --
I chose -- Day –
But -- please take a little Girl --
But -- please take a little Girl --
He turned away!
bu da pınar kür'ün çevirisiymiş:
Günaydın,Geceyarısı!
Dönüyorum yuvama,
Gün benden bıktı-
Nasıl dayansam yokluğuna?
Güneşin olduğu yer güzeldi,
İsterdim kalayım orada-
Ne ki sabah sevmedi beni - sonra-
Öyleyse, Gün, iyi geceler sana!
....
sonra alkımdan dönüp bunları araştırdıktan fanzinin blog'una girdim. ordaki resmi gördüm. dün de resmin esinlendiği yazıyı okumuştum:
"bu gece güzel bir gece değil, hiç sevmem ama sabahı, sabah olabilir bir an önce bu gece, izin veriyorum! "
sanki hepsi birbirini çağırdı. ortada bi yerde buluşmak için. böyle tesadüfleri seviyorum...
Hakan'dan
ne güzel geldi ama değil mi, tesadüfleri ben de severim, teşekkürler Hakan...
"imla yanlışları dahi düzeltilmemiş" bir mail. :)
YanıtlaSilörneğin yönetmen filmin ismini şiirden etkilenerek koymuş demek istiyorum yukarıda bir yerlerde. yanlış bilgi vermeyelim. zaten araştırılırsa ekşisözlük'te bulunabilir. bu arada çiğdem'i de tebrik etmek gerekir.
hakan
ben alıntı yapınca imlayla oynamama kararı aldım soslu makarna'dan sonra:) senden sonra kararımdan vazgeçebilirim ama, belli olmaz benim işim..
YanıtlaSilsevgiler,
Sevimsiz gece nelere neden oldu,
YanıtlaSilbizlerin çizgileri ve yazıları buna şahit oldu.
Ne güzel bir yazı,
Teşekkür ediyorum Hakan :)