"İyi tasarlanmış ve yazılmış bir reklam afişine bakarken, televizyonda bir basket maçı izlerken, çocuklarımızı şefkatle büyütürken, kendimizi vererek bahçemizde çalışırken, sahici bir biçimde sanatla uğraşıyor oluruz. Eğer bu sanatçılığı bilincimize çıkarabilirsek, yaşantımızı dönüştürebiliriz. Şimdi yapmakta olduğumuz aynı eylemleri yapıyor olacağız belki, ama o eylemleri üzerlerine bilinçle yoğunlaşarak yapacağız. Yaşama biçimimizin dışsal herhangi bir olgusu zorunlu olarak değişmeyecek belki, ama bizim bu olguları kavrayışımız derinleşecek, yaşama bağlılığımız artacak, hayatımızın manevi boyutu canlanacaktır. "Hayata dönmüş" olacağız, zaten yaşamakta olduğumuz hayatlara daha eksiksiz olarak döneceğiz." "Avrupalı olmayan kültürlerin hiçbirinde estetik anlamda bir "sanat" kavramı olmadığı gibi bu kavramın getirdiği sergileme ve muhafaza pratikleri de yoktur. (Bu nokta Japon ve Çin kültürü söz konusu olduğunda özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.)
Yaşamanın nasıl olduğunu bilmiyorum, o yüzden anlatmayı tercih ediyorum.
YanıtlaSil"Başına gelen her şeyi hikayeler içinden görür. Hayatını, sanki anlatıyormuş gibi yaşamaya çalışır. " beni şu kısmı çok etkiledi.. Anlatan herkesin kaosu değil mi ki acaba?
YanıtlaSil"yaşamaya çalışmak da zaten yaşamak mıdır ki?"sorusu geliyor aklıma, senin cümlenle birlikte...
Değildir tabi. John Lennon'muydu; "Hayat, siz planlar yaparken akıp geçen şeyin kendisidir," diye söyleyen.
YanıtlaSil"Hayat, siz başka planlar yaparken başınıza gelenlerdir!", evet Lennon..
YanıtlaSilHeh ok. Öyle işte.
YanıtlaSil