Kayıtlar

Kasım, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
"hepimiz çalışmayacak duruma gelmek için çalışıyorduk ama biri çalışmayacak olursa kızıyorduk ona." cesare pavese yalnız kadınlar arasında
Resim
H.F. Peters Lou Salome için "Aşkın yapabileceğini aşk yaptı." der. Aşkın ona yapabileceğini o aşk yaptı, demek de mümkündür.. y.ş.
Resim
filler küçük ve beyaz olsalardı aspirin olurlardı. emre ş.
Resim
"Ey Tanrım, Rüya ardında parmak izleri bırakıyor." leonard cohen görkemli kaybedenler

"İnsan

Resim
"İnsan söyledikleriyle değil, sakladıklarıyla insandır."  Albert Camus  kolaj : cecil touchon

Düş

Resim
Gökte, gökkuşağının üstünde Yedi renkli Musa'lar Yedi lambalı, yedi güvercinli Muhassen'den Yedi renkli sesler üflüyorlar aşağıya Aşağıda Seniha Bir elinde sigarası Oturmuş kıpkırmızı bir bahçe koltuğuna Önünde Masa masa masa -çok değil, hepsi bir masa- Mermer bir masa Gümüş bir masa Zümrüt bir masa Seniha birasını içiyor -bir eli de birasında- Sonsuz bir bira Sessiz bir bira Cam akışlı bir bira Saçlarında başaklar, tavus tüyleri Gözleri Gözleri ses veriyor Seng-i laciverdi gözleri Son yudumunu da alıyor birasından Yere dökülüyor ipek şalı Yere sızıyor Yeri alıyor Birlikte götürüyor yeri Katlar gibi bir halıyı durmadan Parmaklarından altın bir anahtarlık sarkıyor Ve anahtarlar anahtarlar -Çok değil, hepsi hepsi bir anahtar- Fildişi bir tahtırevana biniyor Kaldırıyoruz onu dört kişi Ben, Cemile ve Cemal Bir de sonsuzluk Tutuyoruz havada bir süre onu O gülümsüyor bize durmadan Ve kalabalığa Yaldızlar dökülüyor dudaklarından Lambalar, güverc

'yazar'' artık ''yazamaz''

Resim
bir ''yazar'' artık '' yazamaz '' olduysa, bilin ki ya sahiden yaşıyordur, ya da sahiden ölüyordur.'' nazan bekiroğlu çizim: Kle dergi

kim olduğumuz konusunda

Resim
Birkaç hafta boyunca nasıl başlayacağımı düşündüm. Hiçbir yaşam anlatılmaz, dedim durdum kendime. Ne denli çok gerçekten söz edilse, ne denli çok ayrıntı verilse, asıl söylenmesi gereken bir türlü söylenmez. Falanca kişi şurada doğdu, buraya gitti, şunu bunu yaptı, bu kadınla evlendi, şu şu çocukları oldu, yaşadı ve öldü, geride şu şu kitapları ya da şu savaşı ya da şu köprüyü bıraktı demekle bir şey anlatmış olmuyorsunuz. Hepimiz bize birtakım öyküler anlatılmasını isteriz ve bu öyküleri çocukken yaptığımız gibi dinleriz. Sözcüklerin içinde gizli gerçek öyküyü düşleriz, bunu yapabilme için de öyküdeki kişiyle kendimizi özdeşleştirir, kendimizi anladığımız için de onu da anlayabildiğimizi sanırız. Bu bir yanılsamadır. Belki de kendimiz için varızdır, hatta bazen kim olduğumuz konusunda bir ışık yanabilir, ama sonunda  kesinlikle emin olamayız ve yaşam sürüp giderken kendimize karşı saydamlığımızı giderek yitirir, kendi tutarsızlığımızın ayrımına daha çok varırız. Hiç kimse başkasın

yavaş yavaş amacımı unutmuştum.

Resim
Çok uzun zamandır bir kitap yazıyormuş gibi yapıyordum ve yavaş yavaş amacımı unutmuştum. Paul Auster-Kilitli Oda

bugün

Resim
Bugün, gün ortasında dün gibi hayattan kopabilir.  Yarın olabilir dün, bugünse hiçbir şey.