Yaşama Sanatı: Dünya Tinsel Geleneklerinde Gündelik Hayatın Estetiği by Crispin Sartwell
"İyi tasarlanmış ve yazılmış bir reklam afişine bakarken, televizyonda bir basket maçı izlerken, çocuklarımızı şefkatle büyütürken, kendimizi vererek bahçemizde çalışırken, sahici bir biçimde sanatla uğraşıyor oluruz. Eğer bu sanatçılığı bilincimize çıkarabilirsek, yaşantımızı dönüştürebiliriz. Şimdi yapmakta olduğumuz aynı eylemleri yapıyor olacağız belki, ama o eylemleri üzerlerine bilinçle yoğunlaşarak yapacağız. Yaşama biçimimizin dışsal herhangi bir olgusu zorunlu olarak değişmeyecek belki, ama bizim bu olguları kavrayışımız derinleşecek, yaşama bağlılığımız artacak, hayatımızın manevi boyutu canlanacaktır. "Hayata dönmüş" olacağız, zaten yaşamakta olduğumuz hayatlara daha eksiksiz olarak döneceğiz." "Avrupalı olmayan kültürlerin hiçbirinde estetik anlamda bir "sanat" kavramı olmadığı gibi bu kavramın getirdiği sergileme ve muhafaza pratikleri de yoktur. (Bu nokta Japon ve Çin kültürü söz konusu olduğunda özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.)
Delilik veliliktir aslında. O zaman normalleşiyoruz demektir.
YanıtlaSildelilik veliliktir derken?
YanıtlaSilAli Veli 49 50.
YanıtlaSilDelilere sorumluluk yüklenmez biliyorsunuzdur. İbadet bile onlardan düşer. Onların için melekler günah yazmazlar. Onlar bir nevi masumdurlar.
YanıtlaSilAli Veli tabii ya, nasıl düşünemedim:)
YanıtlaSilDeli deli kulakları küpeli..
YanıtlaSilProfösör, yaptığınız yorumla ilgili soracağım bir şey var; umarım tekrardan bu kayda girersiniz de, soruma rastlarsınız. :)
YanıtlaSilİbadet bile onlardan düşer, derken neyi kastettiğinizi tam olarak anlamasam da, dinsel bir içeriği olduğunu anlayabiliyorum. Zaten devamında da meleklerin günah yazmadığını belirtmişsiniz.
Delilerle ilgili olan bu şeyler, Kuran'ı Kerim'de mi geçmektedir?
Sorum sadece bundan ibaret. Gerçi cevabıyla birlikte konu çok fazla uzayabilir ama sadece bu soruyu cevaplarsanız, bana yeterli olacaktır. :)
Şimdiden teşekkürler.
Sn. Burak ÖzkanÖnce @ ilginiz için teşekkür ediyorum. Mesleğim medya iletişimc olamısan rağmen İlahiyat Fakültesi İslami Esaslar Bölümü okudum. Edindiğim kültüre göre; İbadetlerden sorumlu olmak için, önce akilbaliğ olmak gerekiyor. Akıl hastası olmamak ve çocukluktan çıkıp ergen olmak. İslam'da ruhbanlık olmadığına göre din hayatın kendisidir. Din, bir insanın olgun insan olmasını amaçlamaktadır. (Kamil İnsan) Kamil insan evrendeki yaratılmış olan tüm varlıklara karşı sorumluluk taşıyan insan demektir. Fakat deliler davranışlarının normal veya anormal olduğunun bilincinde olmadığı için dinde sorumlu tutulmadığı gibi, toplumsal hayatı düzene sokan medeni yasalarda da sorumlu tutulmaz ve bir cezai müeyyidesi yoktur. Kuran ayetleri ve Hadisler insanın sbadece inancıyla ilgili bilgiler vermez aynı zamanda yaşantısını tanzim eden ahlaki davranışlarıyla da ilgilidir. Aklı olmayan ya da buluğa ermemiş bir insanın davranışları iradi değildir.
YanıtlaSilKuran'ın evrenselliği dünya ve ahiret olgusunu işlemesidir. "Din mantıktır" sözüyle de kastedilen, İslam inancının akılla çelişen hiçbir yönünün olmadığıdır. İslam inancı fıtridir. Akıl da fıtridir. (İşin tirajik yanı ise varlığını yokluğunu insanlık idealinde harçayan insanlara da deli bu adam da deriz. Ya da canını ortaya koyan kahramanlara da deli sıfatı yakıştırılmıştır.)
iş bu fanzin an itibariyle okuyucularına ders kitabı olarak Deliliğin Tarihi (foucault)okutulmasına karar vermiştir.
YanıtlaSil