Naked Lunch (1991)
hiç sana kıç deliğine konuşmayı öğreten adamın hikâyesini anlattım mı?
bütün karın bölgesi aşağı yukarı hareket ediyor.
sen de osuruktan kelimeleri anlamaya çalışıyorsun.
daha önce duyduklarıma hiç benzemiyordu.
coşkulu, kalın, sulu bir sesti.
koklanabilen bir ses.
karnavalda çalışıyordu.
sanki yeni bir vantrolog gösterisi gibi başlıyordu.
bir süre sonra kıç kendi adına konuşmaya başladı.
içeri hiç hazırlık yapmadan giriyordu.
kıçı da her seferinde doğaçlama söylüyor
ve şakayı ona geri paslıyordu.
ardından diş gibi ufak...
...törpümsü, bükülmeyen kancalar
geliştirdi ve yemeye başladı.
başta zekice olduğunu düşündü ve
bununla ilgili bir numara geliştirdi...
..ancak kıç deliği pantolonu delip
sokaklarda konuşmaya...
...ve eşit haklar istediğini
bağırmaya başladı.
sarhoş bile oluyordu.
ağlama nöbetlerine giriyor...
...herhangi bir ağız gibi
öpülmek istiyordu.
sonunda sürekli konuşmaya başladı.
bloklarca ötede bile duyabiliyordunuz
ve ona susması için bağırıyordunuz.
adam önce onu yumruğu ile dövdü...
...mumla bile tıkadı ama...
hiçbiri işe yaramadı ve
kıç deliği sonunda ona şöyle dedi:
“sonunda susan sen olacaksın. ben değil."
"çünkü sana artık buralarda ihtiyacımız yok."
"konuşabiliyor, yiyebiliyor ve sıçabiliyorum.”
bunun ardından adam sabahları
ağzının her tarafında...
...kurbağa yavrusunun kuyruğu gibi
saydam bir jöle ile uyanmaya başladı.
adam ağzını silmeye
çalıştığında parçalar...
...yanan benzin jölesi gibi
ellerine yapışıyor ve orada büyüyordu.
en sonunda bütün ağzı
tamamen mühürlendi...
...gözleri dışında tüm kafası
kendiliğinden düşüverdi.
kıç deliğinin yapamadığı
tek şey görmekti.
gözlere ihtiyacı vardı.
ama sinir bağlantıları tıkanmış...
...içlerine sızılmış ve
dumura uğramıştı.
beyin artık emir veremiyordu.
kafatasının içine sıkışmış...
...mühürlenmişti.
bir an için beynin...
...gözlerin arkasındaki sessiz,
çaresiz acı çekişini görebilirdiniz.
ve en sonunda beyin öldü..
...çünkü gözler sönmüştü.
gözlerin içinde, bir sapın ucundaki yengecin
gözlerinden fazla duyum yoktu.
rujlu elma'ya teşekkürler.
yahu harika...
YanıtlaSil