ben o herkesin kendi kusurlarıyla baş edemediği için başkalarınınkiyle uğraştığını biliyorum. doyumsuz eylem şu ki, sürekli kendini ört bas etmek bir başkasıyla.
kusursuzum ; aynı zmaanda da tüm kusurları kendimde topluyorum hiç dert etmeden kendime... eksiksizim ; ki aynı zamanda tüm eksiklikleri hissediyorum kendimde ... bir an oluyor en güzel şiiri yazıveriyorum ; ki bu şiir yazdığım en sonuncu kötü şiir oluyor ...tam ya da kusursuz olsun istemiyorum birşeyler ... kendimi yaratıyor ve anlamaya çalışıyorum belki de maddede .. ama hep biraz eksik ve aslında çok da eksiksiz...
Bizi ileriye götürecek şey kusurlu olmaktır, hatta zaten kusurluyuz, bize düşen sadece kabul etmek. Bizi ileriye götürecek şey de bu... İlerisi ise hep bir diğerinin en iyisi, olacak olanlara göre ise en kötüsü... Katılıyorum sonuna dek Şişedeki Balık. Ben herkes kendisiyle uğraşsın anlamında atmıştım bu kaydı, kendimizden bahsedecek olsam aynen böyle bahsederdim, katılıyorum.
Yakın zamanda okuduğum bir özyaşam öyküsünden alıntı yapmak geldi tam da bunun üstüne...
"Yaradılışın aslından gelen kusurlar olmasaydı, bu denli bir yaratma dürtüsü ve hala tatmin edilmesi gerekenlere karşı böylesine bir istek sürüp gider miydi?"
"İyi tasarlanmış ve yazılmış bir reklam afişine bakarken, televizyonda bir basket maçı izlerken, çocuklarımızı şefkatle büyütürken, kendimizi vererek bahçemizde çalışırken, sahici bir biçimde sanatla uğraşıyor oluruz. Eğer bu sanatçılığı bilincimize çıkarabilirsek, yaşantımızı dönüştürebiliriz. Şimdi yapmakta olduğumuz aynı eylemleri yapıyor olacağız belki, ama o eylemleri üzerlerine bilinçle yoğunlaşarak yapacağız. Yaşama biçimimizin dışsal herhangi bir olgusu zorunlu olarak değişmeyecek belki, ama bizim bu olguları kavrayışımız derinleşecek, yaşama bağlılığımız artacak, hayatımızın manevi boyutu canlanacaktır. "Hayata dönmüş" olacağız, zaten yaşamakta olduğumuz hayatlara daha eksiksiz olarak döneceğiz." "Avrupalı olmayan kültürlerin hiçbirinde estetik anlamda bir "sanat" kavramı olmadığı gibi bu kavramın getirdiği sergileme ve muhafaza pratikleri de yoktur. (Bu nokta Japon ve Çin kültürü söz konusu olduğunda özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.) ...
Olgunlaşmamışlık her zaman doğuştan gelmez ya da başkaları tarafından zorla benimsettirilmez. Bir de kültür bizi avucunun içine aldığında, onun düzeyine erişmeyi başaramadığımızda, kültürün bizi ittiği olgunlaşmamışlık vardır. Her "üstün" biçim bizi çocuklaştırır. Maskesinden usanan insan, yalnızca kendi kullanmak üzere bir alt-kültür oluşturur gizlice. İtiraf edilmemiş tutkuların, ergenleşmemiş efsanelerin, kültürün üstün değerler dünyasının işe yaramaz artıklarından oluşan bir dünyadır bu. İşte ancak böylesi bir dünyada yüz kızartıcı belli bir şiir, tehlikeli belli bir güzellik doğar... Pornografi'nin yanı başına gelmedik mi? pornografi- witold gombrowicz
"ve ben kusurlu olmanızı da diliyorum
YanıtlaSiluğraşsın herkes sadece kendisiyle diye."
e, öyle değil mi zaten? neredeyse herkes kendisini kusurlu ve eksik bulduğu için durmadan aynı doyumsuz eylemleri tekrarlamıyor mu?
ben o herkesin kendi kusurlarıyla baş edemediği için başkalarınınkiyle uğraştığını biliyorum. doyumsuz eylem şu ki, sürekli kendini ört bas etmek bir başkasıyla.
YanıtlaSileksiklikle kusurluluk aynı şey değildir...
he evet, doğru; düşünmeden hareket ettim bu sefer.
YanıtlaSil:)
olur öyle şeyler, her zaman düşünseydik yaşayamazdık (...):)
YanıtlaSilkusursuzum ; aynı zmaanda da tüm kusurları kendimde topluyorum hiç dert etmeden kendime... eksiksizim ; ki aynı zamanda tüm eksiklikleri hissediyorum kendimde ... bir an oluyor en güzel şiiri yazıveriyorum ; ki bu şiir yazdığım en sonuncu kötü şiir oluyor ...tam ya da kusursuz olsun istemiyorum birşeyler ... kendimi yaratıyor ve anlamaya çalışıyorum belki de maddede .. ama hep biraz eksik ve aslında çok da eksiksiz...
YanıtlaSilBizi ileriye götürecek şey kusurlu olmaktır, hatta zaten kusurluyuz, bize düşen sadece kabul etmek. Bizi ileriye götürecek şey de bu... İlerisi ise hep bir diğerinin en iyisi, olacak olanlara göre ise en kötüsü... Katılıyorum sonuna dek Şişedeki Balık. Ben herkes kendisiyle uğraşsın anlamında atmıştım bu kaydı, kendimizden bahsedecek olsam aynen böyle bahsederdim, katılıyorum.
YanıtlaSilYakın zamanda okuduğum bir özyaşam öyküsünden alıntı yapmak geldi tam da bunun üstüne...
"Yaradılışın aslından gelen kusurlar olmasaydı, bu denli bir yaratma dürtüsü ve hala tatmin edilmesi gerekenlere karşı böylesine bir istek sürüp gider miydi?"
Anılar, Düşler, Düşünceler - Carl Gustav Jung
çirkinim, güzel olan bu. bir ilham kaynağıyım sanata, kendimi yüzyıllar boyunca işleyebilirim.
YanıtlaSil