Kitaplar mı?
Kitaplar mı? Evet, çok okurum, hep çok okudum. Hayır birbirimizi
anlıyor muyuz, bilmiyorum. En sevdiğim şey, yere uzanıp okumaktır, yatakta
okumayı da severim, hemen her şeyi bir yere uzanır, öyle okurum, hayır,
kitaplar değil bu işi yaparken önemli olan, her şeyden önce okuma eyleminin
kendisi önemli benim için, beyaz bir kağıtta bir şeylerin yazılı olması,
harfler, heceler, satırlar, insanla ilintisini kuramadığım o saptamalar,
göstergeler, belirlemeler, insandan gelen, anlatımların kalıbı içersinde donup
kalmış çılgınlık. İnanın bana, bir çılgınlıktır anlatım, bizim kendi
çılgınlığımızdan kaynaklanan bir çılgınlık. Sonra, sayfaların çevrilmesi de
önemli, bir sayfadan ötekine koşmak, kaçmak, çılgınca ve artık pıhtılaşmış bir
akıntıyı yaratmış olanlarla suçu paylaşmak; sonra, bir tümcenin bir öteki
dizeye atlamasındaki sinsilik, yaşamın tek bir tümceyle güvence altına
alınması, buna karşılık tümcelerin de yaşamda güvenceye kavuşmaları, evet,
bunlar da söz konusu. Aslında kötü alışkanlıktır okumak, öteki bütün kötü
alışkanlıkların yerini tutabilecek ya da onların yerine herkesi daha bir yoğun
biçimde yaşamaya itebilecek bir alışkanlıktır, delicesine bir yaşam biçimidir,
insanı yiyip bitiren bir tutkudur. Hayır, uyuşturucu kullanmıyorum, aralarında
özellikle yeğlediklerim de var doğal olarak, pek çok kitap da var ki bana yaramıyor,
bazılarını yalnız öğleden önce bazılarını da yalnız geceleri kullanıyorum, elimden
hiç bırakmadığım kitaplar da var, evin içinde onlarla birlikte dolanıyorum,
onları oturma odasından mutfağa götürüyorum, koridorda ayakta dururken
okuyorum, nerede kaldığımı belli edecek bir işaret koymam, okurken dudaklarımı
oynatmam, çok iyi okumayı erken öğrenmiştim, yöntemini anımsamıyorum şimdi, ama
bir vaktiniz olduğunda bu yöntemin peşine düşmenizi tavsiye derim, taşradaki
ilkokullarımızda sanırım çok iyi uygulanmakta, en azından eskiden, ben oralarda
okumayı öğrendiğim sıralarda çok iyiydi.
Malina / Ingeborg Bachmann
Yorumlar
Yorum Gönder