"İyi tasarlanmış ve yazılmış bir reklam afişine bakarken, televizyonda bir basket maçı izlerken, çocuklarımızı şefkatle büyütürken, kendimizi vererek bahçemizde çalışırken, sahici bir biçimde sanatla uğraşıyor oluruz. Eğer bu sanatçılığı bilincimize çıkarabilirsek, yaşantımızı dönüştürebiliriz. Şimdi yapmakta olduğumuz aynı eylemleri yapıyor olacağız belki, ama o eylemleri üzerlerine bilinçle yoğunlaşarak yapacağız. Yaşama biçimimizin dışsal herhangi bir olgusu zorunlu olarak değişmeyecek belki, ama bizim bu olguları kavrayışımız derinleşecek, yaşama bağlılığımız artacak, hayatımızın manevi boyutu canlanacaktır. "Hayata dönmüş" olacağız, zaten yaşamakta olduğumuz hayatlara daha eksiksiz olarak döneceğiz." "Avrupalı olmayan kültürlerin hiçbirinde estetik anlamda bir "sanat" kavramı olmadığı gibi bu kavramın getirdiği sergileme ve muhafaza pratikleri de yoktur. (Bu nokta Japon ve Çin kültürü söz konusu olduğunda özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.) ...
Bende bu adamın 'Büyük Kapatılma'sı var. Okusam mı? Nasıl bir şeyle karşılaşırım?
YanıtlaSilAynı kitap değil mi? Başka yayınevi büyük kapatılma diye mi çevirmiş. şöööyle tuğla kitap mı?
YanıtlaSilAyrıntı yayınlarının. Seçme yazılar dizisindenmiş. İçinde sanırım hapishane muhabbetleri falan var.
YanıtlaSilhaishanenin doğuşu tabii ya, ben alıntı yaptığım kitabı karıştırdım. bu yazar genel anlamda zorlar ama oldukça sağlam metinlerdir... daha önce herhangi bir kitabını okumadıysan hayranlıkla, bulantı arasında kalabilirsin. bulantı ise tamamen inanılmaz dolu ve ağır bir kitap olmasından.
YanıtlaSilseneler önceki tarihini bu kadar derinlemesine anlatırken aslında bugünkü pek çok toplumsal normun temelini anlatıyor olmasını fark etmek, bunu fark ettikçe insanlıktan nefret etmek arası gidip gelmeler. çok hoş bir şey söylemişti hangi kitabındaydı bilmem. bu yazdığım tarihi daha doğru ve daha iyi yazacak biri çıkarsa, benim kadar araştırıp, irdeleyecek ve yalanlayacak biri çıkarsa -ki çıkmayacak- o zaman bu kitabı çöpe atabilirsiniz. ya da buna benzer bir şeydi...
ilginçmiş. okuyalım o zaman. zaten okurum da, sen ilgilisin diye bir sorayım dedim. :)
YanıtlaSil.... ilgili :)
YanıtlaSilbu arada, gereksiz bir bilgi olarak:
YanıtlaSilgeçen gün gece geç vakitte kanal d'de bir film vardı. bir sahnesinde bu adamla ilgili ders veriliyordu. ama adamın adı 'ingilizce' şekilde tercüme ediliyordu. foku diye okunuyor di mi? yoksa televizyonun karşısında boşu boşuna mı "foku lan o foku" demişim.
http://bit.ly/ih2JiE
YanıtlaSilben fuko diyordum, az evvel de teyit ettim ki öyle
Fransız filozof Michel Foucault ("Mişel Fuko" olarak okunur),
çevirmen arkadaş foku diye okumuş olabilir. türk.
yok, o ingilizce okuyordu işte. ben üstünde durmam böyle şeylerin de, telaffuz falan; ama televizyon olunca dikkat ettim.
YanıtlaSilfatmagülün suçu ne dizisinde de kaçdır suskunlar kitabı görünüyor rafta, yerinden kıpırdamamış öylece duruyor aylardır. bir garip olmuştum ilk gördüğümde sonra alıştım, görmemeye başladım. bende tvlerde fukodan söz etmesinler. bence kimse ondan söz etmesin. filmler de söz etmesin. herkes sussun falan. böyle adamlar konuşulmaya bile gelmez aslında biz niye konuştuk şimdi.
YanıtlaSilradikal yeniyılda yapılması gereken 10 100 şey listesi hazırlamış; bu yıl kırmızı don alının yanında bir de tutunamayanlar okuyun varmış aynı listede. kahır budur. bu kahırdır.
o yapılması gerekenler listeleri şahane zaten. bir de, 'ölmeden önce' diye belirtiyor bazıları.
YanıtlaSilben de tutunamayanlar ile ilgili şunu düşünüyordum. yakın zamanda muhtemelen okuyacağım o kitabı ama olur da vapurda falan da okumak istersem, muhtemelen üstünü şu eski kitap kılıflarıyla örteceğim. ne biçim önyargılarla yaşıyoruz valla. :D
oku ve okuduğunu kimseye anlatma, paylaşma çünkü herkes anladığını zannediyor o kitabı... kitabı konuşurken üşüyebilirsin. vapurdan.
YanıtlaSilne anlatıcam canım. sözlükte entry bile girmeyeceğim. yutucam kitabı. :D
YanıtlaSil