"İyi tasarlanmış ve yazılmış bir reklam afişine bakarken, televizyonda bir basket maçı izlerken, çocuklarımızı şefkatle büyütürken, kendimizi vererek bahçemizde çalışırken, sahici bir biçimde sanatla uğraşıyor oluruz. Eğer bu sanatçılığı bilincimize çıkarabilirsek, yaşantımızı dönüştürebiliriz. Şimdi yapmakta olduğumuz aynı eylemleri yapıyor olacağız belki, ama o eylemleri üzerlerine bilinçle yoğunlaşarak yapacağız. Yaşama biçimimizin dışsal herhangi bir olgusu zorunlu olarak değişmeyecek belki, ama bizim bu olguları kavrayışımız derinleşecek, yaşama bağlılığımız artacak, hayatımızın manevi boyutu canlanacaktır. "Hayata dönmüş" olacağız, zaten yaşamakta olduğumuz hayatlara daha eksiksiz olarak döneceğiz." "Avrupalı olmayan kültürlerin hiçbirinde estetik anlamda bir "sanat" kavramı olmadığı gibi bu kavramın getirdiği sergileme ve muhafaza pratikleri de yoktur. (Bu nokta Japon ve Çin kültürü söz konusu olduğunda özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.)
'En azından ağlayabiliyorsun, düşüncede de olsa' diyerek arabesk bir yorum bırakıyorum.
YanıtlaSilah şu ağlamak ve ağlayamamak eylemlerin arabesklik olarak görmek yok mu... her insan arabesktir de söyleyemez, o yüzden pek çoğumuz sadece annemizden söz ediyoruz, babamızdan değil..
YanıtlaSilAa, buna cevap vermemişim ben. Arabesklikten kastım ağlamakla ilgili değildi. 'En azından ağlayabiliyorsan, bende o da yok' gibisinden bir şeydi.
YanıtlaSilarabesk nedir?
YanıtlaSilkelime anlamı olarak diyebileceğim tam bir şey yok ama hissiyat olarak, içli ve sıkıntılı bir durumun oldukça kederli bir ifadeyle dile dökülmesi diyeceğim ama sanırım böyle diyerek de kelime anlamını vermiş olacağım. demek ki diyebilirmişim. :)
YanıtlaSiltamam şimdi oldu :)
YanıtlaSil