Godot'yu beklerken - alıntı
Vladimir: Burada vaktimizi ziyan etmeyelim. (Bir an telaşla.) Fırsat çıkmışken bir şeyler yapalım! Her gün bize ihtiyaç duyan biri çıkmaz. Yo yo, şahsen bize ihtiyaç duyulduğunu söylüyor değilim. Başkaları belki çok daha fazla yarar işe. Kulaklarımızda hala çınlayan imdat çığlıkları bütün insanlığa dönük! Ama burada, zamanın bu noktasında insanlık biziz. Hoşumuza gitsin gitmesin. Bunun değerini bilelim, çok geç olmadan! Hadi gidip, bir kere olsun acımasız kaderin bize sunduğu bu görevi hakkıyla yerine getirelim. Ne dersin? (Estargon bir şey demez.) Kollarımızı kavuşturup durumun eğrisini doğrusunu ölçüp biçerken de türümüzü onurlandırdığımız doğrudur. Kaplan kaplanın yardımına hiç düşünmeden koşar ya da balta girmemiş ormanların derinliklerinde kaybolur. Ama mesele bu değil. Burada ne yapmaktayız, işte bütün mesele bu. Ne mutlu bize ki, yanıtını biliyoruz. Evet bu muazzam karşılığın içinde açık seçik olan bir şey var: Godot'yu bekliyoruz-
Estargon: Ha!
Pozzo: İmdat!
Vladimir: Ya da gecenin olmasını.(Bir an.) Biz randevumuza sadık kaldık, evet, bu kadar. Aziz değiliz, ama sözümüzde durduk. Kaç kişi bu olaya bizim gibi yaklaşabilir.
Estargon: Milyarlarca.
Vladimir: Öyle mi dersin?
Estargon: Bilmem.
Vladimir: Belki de haklısın.
Pozzo: İmdat!
Vladimir: Bütün bildiğim şu: saatler geçmek bilmez ve bu koşullarda bizi, vakit geçirmek için türlü türlü nasıl desem- ilk bakışta makul gözüken, ama zamanla monotonluğa dönüşecek oyunlara başvurmaya zorlar. Böylece aklımızı kaybetmekten kurtulduğumuzu söyleyebilirsin. Kuşkusuz doğru. Ama aklımız uzun süredir dipsiz derinliklerin bitimsiz gecelerinde dolanıp durmuyor mu zaten? Bazen bunu soruyorum kendime. Akıl yürütüşümü takip edebiliyor musun?
Estargon: (hikmet yumurtlarcasına) Hepimiz deli doğarız. Bazılarımız öyle kalır.
Estargon: Ha!
Pozzo: İmdat!
Vladimir: Ya da gecenin olmasını.(Bir an.) Biz randevumuza sadık kaldık, evet, bu kadar. Aziz değiliz, ama sözümüzde durduk. Kaç kişi bu olaya bizim gibi yaklaşabilir.
Estargon: Milyarlarca.
Vladimir: Öyle mi dersin?
Estargon: Bilmem.
Vladimir: Belki de haklısın.
Pozzo: İmdat!
Vladimir: Bütün bildiğim şu: saatler geçmek bilmez ve bu koşullarda bizi, vakit geçirmek için türlü türlü nasıl desem- ilk bakışta makul gözüken, ama zamanla monotonluğa dönüşecek oyunlara başvurmaya zorlar. Böylece aklımızı kaybetmekten kurtulduğumuzu söyleyebilirsin. Kuşkusuz doğru. Ama aklımız uzun süredir dipsiz derinliklerin bitimsiz gecelerinde dolanıp durmuyor mu zaten? Bazen bunu soruyorum kendime. Akıl yürütüşümü takip edebiliyor musun?
Estargon: (hikmet yumurtlarcasına) Hepimiz deli doğarız. Bazılarımız öyle kalır.
Yorumlar
Yorum Gönder