Kayıtlar

Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
'edmond about'un romanı the king of the mountains (1857) için gustave dore'nin yaptığı gravürler, gecenin düşlerini hatırlarken alınan zevkin güzel bir örneğidir. bir ingiliz hanım ve güzel kızıyla birlikte yunanlı eşkıyalar tarafından kaçırılan baş kahraman, genç kızla birlikte -fakat yanında annesi olmaksızın!- kaçıp kurtulma hayallerini anlatarak vakit geçirir.' Düş söylemleri - Pierre Sorlin

Okuma üzerine - Marcel Proust // alıntı 2

Resim
"…okuma bir dostluk biçimidir. Ama en azından dostluğun samimi bir biçimidir ve bir ölüye, olmayan birine yönelik ona çıkarsız, neredeyse dokunaklı bir hava verir. Dahası o, öteki bütün dostluk biçimlerini çirkinleştiren her şeyden bağımsız bir dostluktur. Biz yaşayanlar, henüz göreve başlamamış ölülerden başka bir şey olmadığımız için bütün bu nezaket, bir evin holünde giriştiğimiz bütün o selamlaşmalar ki adına saygı, minnet ya da bağlılık deriz ve içine onca sahtekarlık karıştırırız, bunların tümü bezdirici ve kısırdır. Dahası ilk yakınlık duygusu, hayranlık, tanışma ilişkilerinden sonra ağzımızdan çıkan ilk sözcükler, yazdığımız ilk mektuplar, sonraki dostluklarımızda kurtulacağımız bir alışkanlık ağının, tam bir varoluş biçiminin ilk ipliklerini etrafımızda örer; söylemeye gerek bile yok, bu süre içinde dile getirdiğimiz aşırı laflar ödememiz gereken vaat mektupları olarak kalır ve karşı çıkılmalarına izin verdiğimiz için bütün yaşamımız boyunca acı vererek bize daha paha...

Okuma Üzerine - Marcel Proust / alıntı

Resim
fotoğraf : yasemin şahin "… bir kitap güçlü bir bireyselliğin aynası olmadığında bile, zihnin tuhaf hatalarının aynasıdır.  ….Kitap zevki zeka ile birlikte artıyorsa, görüldüğü gibi, bu zevkin tehlikeleri de zekayla birlikte azalır. Özgün zeka, okumayı kendi kişisel işleyişine bağlı kılmayı bilir. Okuma, onun için eğlencelerin en soylusundan, özellikle en soylulaştırıcısından başka bir şey değildir, çünkü sadece okuma ve bilme yoluyla zihin “en görgülü hali”ne kavuşur. Duyarlılığımızın ve zekamızın gücünü ancak kendi içimizde, ruhsal yaşamımızın derinliklerinde geliştirebiliriz. Ama bizim zihinlerimizin “görgüsünün” eğitilişi öteki okumuş zihinlerle ilişki içinde olur. " proust - okuma üzerine

Başlangıçta Kadın Vardı - Luce Irigaray // alıntı 2

Resim
"Bir ilişki her kim tarafından uyarlanırsa uyarlansın, asla sadece birinin kendine ait değildir. İlişki bir ve öteki arasında gerçekleşir, iki aracılığıyla üretilir ve sürdürülür. Bu iki arasındaki, bir ve öteki arasındaki farklılığın açılımında yer alır ancak, ikiden doğduğu için ne birine ne de ötekine özgü değildir. Belki de bu ilişki, herhangi muhtemel bir uygunluğun dışında, onu yok etmeden uygunlaştırmanın mümkün olmadığı, varoluşun başka bir tarzda cevhere dönüştüğü biricik yerdir."

Başlangıçta Kadın Vardı / Luce Irigaray // alıntı

Resim
'İnsanlar olarak özgürlüğümüzü nasıl koruyabilir ve geliştirebiliriz? Bu basitçe sırf aynı insanlığa ait olan bireyler olarak değil, tamamen aramızdakini geliştirerek olur. Aynı insanlığa ait olduğumuz durumda, aramızdaki, zaten insanlar tarafından belirlenmiştir ve hâlâ bizim tarafımızdan geliştirilebilecek şekilde özgür kalamaz. Aksine, aramızdakini, her an, karşılaştığımız kişiyle ilişki içinde, bu karşılamadan doğan enerjiyle geliştirmeliyizdir. Şüphesiz böylesi bir jestle başarılması gereken kritik mesele, kadın ve erkek arasındaki çekimi arzuya dönüştürmektir. Arzudan yola çıkarak çok fazla şey yapabiliriz ve hepsinden önce, iki farklı varlık arasındaki ilişkiyi daima koruyarak, yalnız ve birlikte insanlara dönüşebiliriz.  İki olduğumuz için ve iki olmayı sürdürelim diye, iki arasındaki, bir topluluk içerisinde kaynaşmasın diye, olumsuzluk için zorunlu saygı hususu üzerinde durmak zorundayım. Ayrıca şunu da vurgulamak isterim ki yalnızca sanatın genel bir uygulaması ...