Kayıtlar
Temmuz, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
"Her şey naylondandı o kadar"
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Yasemin Şahin
-
fotoğraflar: Mart 2011 - Ankara / Metro - 00.00 suları- Y. Şahin Geyikli Gece / Turgut Uyar Halbuki korkulacak hiç bir şey yoktu ortalıkta Her şey naylondandı o kadar Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı. Ama geyikli geceyi bulmadan önce Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk Geyikli geceyi hep bilmelisiniz Yeşil ve yabani uzak ormanlarda Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan Hepimizi vakitten kurtaracak Bir yandan toprağı sürdük Bir yandan kaybolduk Gladyatörlerden ve dişlilerden Ve büyük şehirlerden Gizleyerek yahut döğüşerek Geyikli geceyi kurtardık Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz Bilir bilmez geyikli gece yüzünden "Geyikli gecenin arkası ağaç Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü Çatal boynuzlarında soğuk...
ŞALALALALALALAAA
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Yasemin Şahin
-
Büyük Ev Ablukada - Tayyar Ahmet'in Sonsuz Sayılı Günleri Çaldı saat kaç ölmedi Kaldı ağrısı başında O an tayyar bizi sevmedi. Ee acık haklı esasında. Tophanede bir evde Uyandı tayyar ahmet Yanında meçhul abla Garabet mi garabet. Dayadı ağzını musluğa Yabancıyım buraya bu kusmuğa Dedi "Kuyuya düşmüş it gibi telaşlı aptal bitkinim ama yine gelir beni bulur bu kafa. moruk, yok böyle bi sinema." Çıktı hatunu uyandırmadan Şekilli otomat yandı basmadan. Bak bu asansör türk Bak bu asansör türk Dura bas kalalım arada derede arada Bak bu asansör türk. Tayyar ahmet. Bak bu asansör türk Dura bas kalalım arada derede arada İnecem ben burda. Vurdu yola tayyar ahmet. Kırdı dümeni beyoğluna. Tekimiz bok hepimiz çok diye Selam verdi elin oğluna. Yolda burda bi yerde. Aklı rakıda ciğerde. Cuma günü içmez amma. Daha ilerde illallah. Dön evine tayyar karın bekler. Niye diye sormaz, Hazır yemekler. Ye yemeyi bak televizyona. Bire bas bakalım falana filana yalana dolana. Hepimizden biri t...
ya da ruhumuz bile fanzinleşti fotokopiye mi ihtiyaç duymuyoruz?
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Yasemin Şahin
-
Her Richard Brautigan kitabı bir Wim Wenders filmi tadında.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Yasemin Şahin
-
Richard Brautigan / Kürtaj : Tarihi Bir Aşk romanı, 1966
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Yasemin Şahin
-
"Çok sade," demişti. "Fazla bir şeyim yok. Tüm eşyam şundan ibaret; kitaplıkta birkaç kitap, beyaz bir halı, halının üstünde küçük bir mermer masa ve pikabım için bir plak: Beatles, Bach, Rolling Stones, Byrds, Vivaldi, Wanda Landowska, Johnny Cash. Beatnik değilim. Yalnızca bedenimin sonsuza dek ihtiyacım olandan çok daha fazlasına sahip olduğunu düşündüğümden diğer şeylerin sade ve basit olmasını istedim." Richard Brautigan Kürtaj : Tarihi Bir Aşk romanı, 1966 Altıkırkbeş Yayınları / Nisan 2012 : 2. bs. Romanda geçen "Kütüphane" fikri ise hayata geçirilmiş. detaylar : Brautigan Kütüphanesi: John F. Barber Sıradışı bir kütüphane fikrinin doğduğu roman: Kürtaj Richard Brautigan’ın 1971 yılında yayınlanan “Kürtaj” romanı, raflarında yalnızca, içerik ya da yazın düzeyinden bağımsız olarak, kendi hikayelerini anlatmak isteyen sıradan insanlar tarafından yazılmış tek kopyalık romanları toplayan sıradışı bir kütüphanede geçer. Br...