Mutlu Ölüm
Bir sessizliğin ardından , Lucienne, yansız bir sesle eklemişti:
"Beni sevmiyorsun."
Mersault başını kaldırdı. Kadının gözleri yaş doluydu. Yumuşadı.
"Ama sana, sevdiğimi hiçbir zaman söylemedim ki, küçüğüm."
"Doğru," dedi Lucienne, "üzüntüm de bunun için ya."
Mersault ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü. İki çamın arasından görülen gecede yıldızlar dolup taşıyordu. Ve belki de Patrice hiçbir zaman yüreğinde kendi sıkıntısıyla yakında geçirdiği günlerden doğma böyle bir bıkkınlığı birlikte duymamıştı.
"Güzelsin Lucienne," dedi. "Daha ötesini de artık görmüyorum. Fazladan bir şey istemiyorum senden. Bu ikimiz için de yeterli. "
"Biliyorum." dedi Lucienne. Patrice'e sırtını dönüyor ve bıçağın ucuyla sofra örtüsünü temizliyordu. Patrice onun yanına geldi ve ensesinden tuttu.
"İnan bana büyük acı yoktur, büyük pişmanlıklar, büyük anılar yoktur. Her şey unutulur, büyük aşklar bile. Yaşamda aynı anda hüznün ve coşkunluğun bulunuşu bundandır. Olayları görmenin ancak belli bir yolu vardır ve zaman zaman ortaya çıkar. İşte bunun içindir ki, yaşamında büyük bir aşka, mutsuz bir tutkuya sahip olmuş olmak yine de iyidir. Bu en azından bizi çökerten nedensiz umutsuzluklar için bir korunmadır."
Bir süre durduktan sonra Mersault düşünüp ekledi: "Bilmem beni anlayabildin mi?"
"Anladığımı sanıyorum," dedi Lucienne, birden başını ona doğru çevirdi. "Mutlu değilsin."
"Ama olacağım."dedi Mersault sert bir biçimde. "Olmam gerekiyor. Bu geceyle bu deniz ve parmaklarımın ucundaki bu enseyle."
"Beni sevmiyorsun."
Mersault başını kaldırdı. Kadının gözleri yaş doluydu. Yumuşadı.
"Ama sana, sevdiğimi hiçbir zaman söylemedim ki, küçüğüm."
"Doğru," dedi Lucienne, "üzüntüm de bunun için ya."
Mersault ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü. İki çamın arasından görülen gecede yıldızlar dolup taşıyordu. Ve belki de Patrice hiçbir zaman yüreğinde kendi sıkıntısıyla yakında geçirdiği günlerden doğma böyle bir bıkkınlığı birlikte duymamıştı.
"Güzelsin Lucienne," dedi. "Daha ötesini de artık görmüyorum. Fazladan bir şey istemiyorum senden. Bu ikimiz için de yeterli. "
"Biliyorum." dedi Lucienne. Patrice'e sırtını dönüyor ve bıçağın ucuyla sofra örtüsünü temizliyordu. Patrice onun yanına geldi ve ensesinden tuttu.
"İnan bana büyük acı yoktur, büyük pişmanlıklar, büyük anılar yoktur. Her şey unutulur, büyük aşklar bile. Yaşamda aynı anda hüznün ve coşkunluğun bulunuşu bundandır. Olayları görmenin ancak belli bir yolu vardır ve zaman zaman ortaya çıkar. İşte bunun içindir ki, yaşamında büyük bir aşka, mutsuz bir tutkuya sahip olmuş olmak yine de iyidir. Bu en azından bizi çökerten nedensiz umutsuzluklar için bir korunmadır."
Bir süre durduktan sonra Mersault düşünüp ekledi: "Bilmem beni anlayabildin mi?"
"Anladığımı sanıyorum," dedi Lucienne, birden başını ona doğru çevirdi. "Mutlu değilsin."
"Ama olacağım."dedi Mersault sert bir biçimde. "Olmam gerekiyor. Bu geceyle bu deniz ve parmaklarımın ucundaki bu enseyle."
Mutlu Ölüm, Albert Camus
film karesi:
Ne yapam -bunu okudukça- aklıma vargtimmen'deki 'onu daha az sevsem acaba onu daha iyi mi korurdum' repliği geliyor. Önüne geçemiyorum.
YanıtlaSilah, bergman! onun filmleri içimize dokunuyor aslım..
YanıtlaSilaslı aklıma bunu getirdin şimdi http://bit.ly/orntYH ....
YanıtlaSil